29 EKİM SABAHINA UYANMAK

29 Ekim sabahı, Ankara yeniden doğduğunda; sade, vakur, ama sonsuza kadar hatırlanacak bir duygu ile her şey pırıl pırıldı.

Ekim 24, 2025 - 08:10
Ekim 24, 2025 - 15:46
 1  30
29 EKİM SABAHINA UYANMAK

               Ankara’nın bozkır havasının üstünde soğuk, ince bir sis gibi geziniyor; taş kaldırımların ve tozlu sokakların üzerinden ağır bir buğu yükseliyordu. Henüz güneş görünmeden önce sokağa çıkmış olan insanlar bir araya gelmişti. Kimse tam olarak konuşmuyordu; yüzlerde, kelimelerden çok daha derin bir anlamın sessizliği vardı. Rüzgâr, Meclis’in önünden geçerken paşaların ceket uçlarını kaldırıyor, Hacı Bayram’dan gelen ezan sesiyle karışıyordu. Bir bekleyişti bu, ama sıradan bir sabahın bekleyişi değil. Herkes, bir çağın eşiğinde durduğunu biliyordu. Soğuk hava nefeslerde buhar olup yükselirken, içlerinde bir başka sıcaklık kabarıyordu. Haklı gururun tüm duyguları kabarttığı bu 29 Ekim sabahında; Ankara halkı başta olmak üzere, tüm ülke bu sabahın saatlerinde tarihleri boyunca nadir görülen efsanevi bir coşkuya tanıklık ediyor olmanın müthiş zevkini hissediyordu.

               Saatler öğleye yaklaştığında o sıcaklık sözcüklere dönüştü. Meclis’te yükselen ses, artık bir kararlar birlikte bir inancın yankısına dönüşmüştü. İlerleyen saatlerde Cumhuriyet ilan edildiğinde Ankara’nın duvarları bile o sesi tuttu. Pencerelere çıkan kadınlar, ellerindeki bayrakları rüzgâra bıraktı. Çocuklar birbirine sarıldığında; toprakta yıllardır susturulmuş bir nefes açığa çıktı. O gün her zamanki saatinde Elmadağ’ın üzerinde doğan güneş, ışığı kentin üzerine öyle bir yerleşti ki; her taş, her sokak, her yüz o ışıktan pay aldı.

               29 Ekim sabahı, Ankara yeniden doğduğunda; sade, vakur, ama sonsuza kadar hatırlanacak bir duygu ile her şey pırıl pırıldı.

               Ve sonra…

               Bir millet başını kaldırdığında, kaderini eline alan bir halkın adımları duyuldu kaldırımlarda. Herkes özgürlüğün sesini işitiyordu. “Egemenlik milletindir” sözü, meydanda toplanan her bir bireyin göğsünün içinde atan kalbinin ritmiydi. O gün Ankara’da insanın kendi varlığına sahip çıkma iradesi ilan edildi. Cumhuriyet, bir tarih cümlesi olmaktan daha ileri gerçek bir anlayışa bürünerek; bir milletin sonsuza dek sürecek kararının yansımasıydı.

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Burak Yazar... İlk iki kitabım "Ben Bir Sokak Lambasıyım" ve "Saklı Silüetler"