Kurabiyeci Güzeli

Bir kurabiye ile başlayan aşk.

Ekim 7, 2025 - 22:21
Ekim 10, 2025 - 19:58
 0  8
Kurabiyeci Güzeli

Her sabah, camın kenarından karlı ve uçsuz bucaksız beyazlığa bakıyorum. İçimde bir ses fısıldıyor: Gitmelisin. Gitmeliyim, biliyorum. Hava buz kesiyor, rüzgar tenimi iğneliyor, kar diz boyu... Ama bu soğuk, o dükkanın ılık, tarçınlı havasının yanında ne ki? Oraya gitmek için feda edemeyeceğim bir rahatlık, katlanamayacağım bir zorluk yok.

Benim hikayem basit; benim için kış, o küçük, izbe kulübede başlıyor ve orada bitiyor.

O, o kadar uzağa, o kadar yalnız bir yere ait ki... Sanki bir kartpostalın içinden çıkıp gelmiş, karın ortasındaki tek renkli nokta. Sessizliğin müziği gibi. Dükkanın kapısını açtığımda, zillerin sesi tüm o yalnızlığı yırtıyor. İşte o an... kalbimin tam ortasına bir yumruk iniyor.

Başını kaldırıyor, gülümsüyor. Sanki dışarıdaki fırtına hiç yaşanmamış gibi, sanki ben az önce donmak üzere değilmişim gibi. O gülümseme, o küçücük tebessüm, benim o gün için ihtiyacım olan tüm ateşi yakıyor. Gözleri, o kadar berrak ki, kış güneşinin karda yarattığı kamaşma bile yanında sönük kalır. O an, kirpiklerinin ucundaki buzu bile kıskanıyorum; çünkü ona benden daha yakınlar.

Benden ne alacağımı soruyor, sesi... sesi de kurabiyeleri gibi sıcak ve kadife gibi. Ben de her gün aynı cevabı veriyorum: "Şu baharatlı olandan." Hangi kurabiye olduğunu biliyorum, her zaman ondan alıyorum. Aslında ne aldığımın bir önemi yok. O kurabiyeleri alıyorum, çünkü bu, onunla konuşmak için uydurduğum kusursuz bir bahane. Dışarıda yüzlerce fırın, binlerce kurabiye varken, ben bu ıssızlığa sırf onun elinden çıkan bir parça lezzeti tatmak için geliyorum.

Elimdeki kurabiyeler soğuyor, ben ise içten içe yanıyorum. Ona saatlerce bakmak, sadece onu izlemek istiyorum. Her hareketindeki o incelik, o zarafet... O kadar naif ki, sanki bu acımasız dünya onu incitmesin diye kurabiyelerinin kokusundan bir kalkan örmüş.

Kör kütük aşık olmak böyle bir şey olmalı. Biliyorum, o beni yalnızca sadık bir müşteri olarak görüyor. Her sabah o kardan adamın tekrar geldiğini düşünüyor. Belki de bir gün sormaz bile, "Hep aynı kurabiyeyi neden alıyorsunuz?" diye. Sorsa, ne cevap veririm? "Sana tekrar bakmak için bir neden arıyorum," mu derim?

Hayır, diyemem. Benim imkansız aşkım bu; uzaktan, sessizce ve her gün donma pahasına beslediğim bir hayranlık. Onun dükkanına her gidişim, benim kutsal ritüelim. O kurabiye, aslında benim aşk itirafım. O kutuyu alıp uzaklaştığımda, elimde sadece bir torba tatlı değil, bir günlük umut taşıyorum.

Yarın yine kar yağacak. Ve ben, tarçın kokusunun peşinden o beyaz cehenneme yine yürüyeceğim. Çünkü biliyorum; kışın en güzel mucizesi, o kulübenin içinde, kurabiyelerin ardında gülümsüyor. 

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow