TOPRAK NE İŞ YAPAR?

Mart 26, 2025 - 22:51
Mart 28, 2025 - 21:14
 0  718
TOPRAK NE İŞ YAPAR?

TOPRAK NE İŞ YAPAR? Sevimli mi sevimli Megule’nin rengarenk bir hayal dünyası vardı. Her akşam olduğu gibi dişlerini özenle fırçalayıp, bambaşka hayallere dalabilmek için, heyecanla yatağına yattı. Heyecanlıydı çünkü; uyumanın büyümek için ne kadar önemli olduğunu çok iyi biliyordu. Başını yastığa koyduğu anda,“ yarın ne olsam, ne olsam?” diye düşünürken, her zaman olduğu gibi uykuya daldı. Sabah, alarmın çalmasıyla heyecanla gözlerini açtı.Yatağında kollarını iki yana açarak kocaman gerindi. Megule, “ Harika bir sabah! Yaşasııın, ne olacağımı buldum! Bugün toprak olacağım. Evet evet, toprak olmak çok ilginç olacak. Ama bir dakika, toprakla ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Toprak ne işe yarar? Neler yapmam gerekir bunun için?” dedi heyecanla. Tüm bunları öğrenebilmek ve toprak gibi görünebilmek için yatağından fırladı. Dolabındaki kahverengi her şeyi yatağının üzerine çıkardı. Ve ardından seçim yaptı. Toprağa benzemek onun için kolay olacaktı. Kahverengi tişört ve şortunu giydi.Tişörtünün üzerinde kocaman bir papatya resmi vardı.Kahverengi yağmur çizmelerini heyecanla ayağına geçirip, başına yeşil büyük bir şapka taktı. Kocaman kahverengi çerçeveli gözlüklerini de gözüne takıp, aynanın karşısına geçti. Megule, “ Harikaaaaa! Artık güçlü bir toprak olmak için hazırım. Bakalım annem benim bugün ne olacağımı bilebilecek mi?” Her zamanki gibi koşarak mutfağa girdi. Megule,” Anneee anneciğim!”diye seslendi heyecanla. Mamiş anne,” Günaydın oğlum, dur bir bakayım sen bugün ne olmuşsun? Hıııım acaba toprak olabilir mi doğru cevap?” Megule,” Evet anneciğim, hemen de buluverdin. Ama bu biraz zordu. Nasıl da her şeyi biliyorsun böyle?” deyip annesini kucakladı. Mamiş anne,” O zaman senin için hazırladığım nefis kahvaltılıkları yemelisin. Bu sabah toprakta yetişen sebzelerden harika bir kahvaltı tabağımız var. Hem yer, hem de sohbet ederiz olur mu? dedi sevgiyle. Megule her sabah olduğu gibi masanın başına oturdu. Yerinde duramıyordu. Kahvaltısını büyük bir keyifle yerken, annesine toprak hakkında bilmek istediklerini sordu. Megule’nin kalbi heyecan doluydu. Kahvaltısını bitirip annesinin yanağına kocaman bir öpücük kondurdu. Arkadaşları Esoş ve Mamuş’a bugün yapacakları hakkında bilgi verdi. Megule hazırlıklarını bitirip, evlerinin arkasındaki gizli karargaha gitti. Büyük ağacın dibinde kutulardan yaptıkları gizli karargahın penceresinden bakıyordu ki, Esoş’un bahçeye girdiğini gördü. O da ne! Esoş üzerine toprak rengi bir elbise giymişti. Elbisenin her yanında kırmızı küçük kır çiçekleri vardı. Başına koca bir kırmızı çiçekli toka takmıştı. Üstelik kahverengi terliklerinin üzerinde de aynı çiçeklerden vardı. Esoş bir tarlaya serpilmiş çiçek bahçesine benzemişti. Megule şaşkınlığını gizleyememişti. Esoş,” Günaydın Megule, nasıl sence toprağa benzemiş miyim?”dedi, tüm sevimliliğiyle. Megule,” Harika olmuşsun, güzel bir bahçeye benzemişsin.” dedi gülümseyerek. O sırada içeriye Mamuş giriverdi. Megule ve Esoşun şaşkınlıktan ağızları açık kalmıştı. Mamoşun eteklerinin uçlarındaki pembe çiçekler, pırıl pırıl parlıyordu. Kıvırcık saçlarını çiçekli tokalarla süslemişti. Toprağın üzerinden fışkıran bitkileri andırıyordu. Parlaklığıyla gözümüzü alan koyu kahve ayakkabılarının üzerinde aynı çiçeklerden vardı. Gözüne taktığı kocaman yuvarlak gözlükleriyle renkli bir bahçeyi anımsatıyordu. Mamuş,”Günaydın arkadaşlar, bu kadar şaşırdığınıza göre beni beğendiniz değil mi?” dedi gülümseyerek. Hep bir ağızdan “günaydın,” dediler Mamuş’a. Megule,”Arkadaşlar harika olmuşsunuz! Bugün hepimize ev sahipliği yapan, bize gıda veren toprak olmaya karar verdik. Toprak yaşamın kaynağıdır ve tüm canlılar için besin sağlar. Hava ve su gibi bütün canlıların ortaklaşa kullandığı bir hazinedir aslında.” dedi heyecanla. Mamuş,” Evet toprak olmasaydı bitkiler de olmazdı. Bitkiler olmasaydı canlılar ne yerdi? Ağaçlar nereye tutunurdu? Hem bunca canlı toprağın üzerinde yaşıyor, toprak aynı annemiz gibi, hep bizim için çalışıyor.”dedi. Esoş,” Bizim için bu kadar önemli olan toprağı nasıl koruyabiliriz peki?” Megule,”Ağaç dikmek en önemli şey. Ağaç toprağı kökleriyle tutar, toprak kaybını önler ve su kaynaklarını korur. Toprağın ısısını düzenlerken, bitkiler için besin maddeleri de üretir.” dedi, büyük bir ciddiyetle. Mamuş,”Evet ağaçlandırma olmazsa, topraklarımız bomboş ve savunmasız kalır. Sonra yağmur veya rüzgarla başka yerlere taşınır, biz de topraksız kalırız. Sebzeler meyveler nerede yetişir, biz ne yaparız?” Esoş, “ Sakin ol Mamuş, daha geçen gün bahçelerimize yeni fidanlar ektik. Kendi toprağımızı korumak için ilk adımımızı attık.” dedi keyifle. Megule,” Her yere, her şey ekilmez. Toprağın birşeyler yetiştirmeye uygun olması gerekir. Ayrıca ekmek için doğru zamanı da bilmeliyiz. Annem bir sürü toprak çeşidi olduğundan bahsetti. Bir şeyler yetiştirmek için en iyi toprak “Kara toprak’’ mış. Mamuş,” Sadece bu da yetmez, topraklarımızı korumak için yapabileceğimiz en önemli şeylerden biri de onu kirletmemektir. Toprağı gübrelemek, evlerimizden çıkan çöpleri, toprağı kirletmeyecek yerlere taşımak, fabrikalardan çıkan atık suların toprağa karışmasını önlemek gibi bazı şeyler yapılabilir.” dedi. Megule ve Esoş Mamuş’u dikkatle dinlediler. Esoş,” Toprak küçük canlılar için bir ev değil mi? Karınca, solucan, kirpi, köstebek, kunduz ve yılanlar toprak altında yaşar. Topraklar zarar görürse bu canlılar da evsiz kalır.” dedi korkuyla. Megule,” Evet haklısın kimsenin evsiz kalmasını istemeyiz değil mi?” dedi . Mamuş, “Arkadaşlar benim bir fikrim var. Hepimiz kendi bahçelerimizdeki toprakları temizleyip zenginleştirip koruyalım. Sonra da çevremizdeki herkesi bu konuda bilgilendirelim. Böylece bu yavaş yavaş tüm ülkeye yayılır. Bizler ve diğer tüm canlılar yaşamın kaynağı olan toprağımızı korumuş oluruz. Nasıl fikrimi beğendiniz mi?” İkisi bir ağızdan “evet “ diye bağırdılar. O sırada dışarıdan birilerinin onlara seslendiğini duydular. Bir anda susup dikkat kesildiler. Esoş,” Bu anneanne ve dedenin sesi değil mi?” dedi sevinçle. Toparlanıp, heyecanla karargahtan çıktılar. Anneanne ve dede gülümseyerek selam verdiler. Çocuklar koşarak, onlara sarıldılar. Anneanne,”Çocuklar, siz nasılda güzel olmuşsunuz böyle!”dedi sevgiyle. Dede,” Evet ben de çok beğendim. Ayrıca bu kadar duyarlı olmanız gözlerimi yaşarttı. Biz de gelip sizinle bir şeyler yapmak istedik.” dedi. Çocuklar sabırsızlanıyorlardı. Oldukları yerde zıplayarak, bugünkü sürprizi öğrenmeye çalıştılar. Anneanne,” Madem öyle, sizi daha fazla bekletmeyeceğiz. Şimdi ilk olarak kendi bahçemizi temizleyeceğiz.” dedi neşeyle. Çocuklar anneanne ve dedelerinin onlara verdikleri poşetlere bahçedeki tüm çöpleri doldurup çöp konteynerine attılar.Dedelerinin onlara verdiği çapa ile toprağı çapalayarak havalandırdılar.Çimleri, çiçekleri ve ağaçları suladılar. Dede,” Şimdi herkes ayakkabılarını çıkarıp toprağa bassın. Toprağa basmak sağlığımız için çok önemlidir. İnsanın topraktan uzak bir yaşam sürmesi düşünülemez.” dedi gülümseyerek. Megule, Mamuş ve Esoş ayakkabılarını çıkarıp, dans etmeye başladılar. Dedeleri onlara katılmış, o da neşe ile şarkı söylüyordu. Birazdan anneanneleri elinde büyük bir kova ile yanlarına geldi. Çocuklar merakla yanına koştular. Anneanne,” Sevgili çocuklar, toprağı sadece temizlemek onu korumaya yetmez, ayrıca onu beslemeliyiz. Bu kovayı, bundan sonra gübre yapmak için kullanacağız.” dedi. Çocuklar hayretler içerisinde kalmışlardı. Hep bir ağızdan, “Nasııılll?”diye bağırdılar. Anneanne kovayı bahçe duvarına yaslayıp anlatmaya başladı. Anneanne,” Şimdi bu kovanın dibine biraz toprak koydum, sizde evinizdeki sebze ve meyve kabuklarını yada artıklarını çöpe değil, getirip buraya atacaksınız. Üzerini biraz daha toprakla örtüp biraz da sulayacağız. Zamanla bu atıklar toprakla birleşip faydalı bir gübreye dönüşecek.”dedi. Çocuklar bunu daha önce hiç duymamışlardı. Megule,” Bu kadar kolay mı yani?” dedi şaşkınlıkla. Dede,” Evet bu kadar kolay.” O sırada Mamiş anne, her zamanki gibi yemeğin hazır olduğunu söylemek için onlara seslendi. Mamiş anne,” Çocuklaaar, siz daha acıkmadınız mı? Gelin bakın, sizlere toprakta yetişen nefis sebzelerden bir yemek yaptım.” dedi gülümseyerek. Çocuklar dikkatle mamiş anneyi dinlediler. Megule,” Neee sebze mi? Bayılırım sebzeye!” dedi karnını ovalayarak. Koşarak eve girdiler. Ellerini yüzlerini yıkayarak yemek masasına oturdular. Anneanne ve dede, Mamiş annenin yaptığı kahveyi keyifle yudumlarken, Megule pencereyi açıp çocuklara seslendi. Megule,” Sevgili arkadaşlar, bugün bizimle toprak olduğunuz için teşekkür ederiz. Sizlerde arkadaşlarınızla birlikte harika birer toprak olabilmenin yollarını bulabilirsiniz. Topraklarımızı koruyalım ve bizden sonra gelecek nesillere tertemiz bir dünya bırakabilmek için çok çalışalım. Ayrıca annelerinizi üzmeyin, yemeklerinizi bitirin ve uyumaya gittiğinizde, her sabah için yeni hayaller kurun, çünkü, her yeni gün, harika sürprizlerle doludur, bunu sakın unutmayın.” dedi. Pencereyi kapatıp masaya, arkadaşlarının yanına döndü. Mamiş annenin hazırladığı yemekleri afiyetle yerken, şen kahkahalar arasında sohbete daldılar… 5. ATÖLYE ETKİNLİĞİ -Sen bir topraksın üzerinde neler var bana anlatır mısın? -Toprağın altında sence neler yaşar? -Sence topraktan neler yapabiliriz bana anlatır mısın? -Toprak en çok ne sever? -Toprak kimlerin evidir , bana anlatır mısın?

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Selma Demir 28 Temmuz 1978 yılında İstanbulda doğdu. 1993 yılında Balkan Sanat Tiyatrosunda oyunculuk eğitimine başladı. 1993-1996 yılları arasinda birçok oyunda rol aldı. 1997 Yılında Evlendi ve 3 çocuk sahibi oldu. Eğitim hayatına 2008 yılında Anadolu Üniversi Sosyal Bilimler fakütletisinde devam etti. 2016 yılında Türkiye Bosna Sancak Derneği Kadın Kollarına dahil oldu. Buradaki görevine aktif olarak devam etmektedir Uzun zamandır amatör yağlı boya çalışmalarının devamı eğitimi için ilk adımı 2017 yılında Nepentheat art studio yağlı boya resim atölyesinde attı. Hala aktif olarak resim çalışmalarına devam etmekedir. 2019 yılında Altınbaş Üniversitesi LUSET COHEN FINS, yaratıcı yazarlık atöylesinde 1 Yıl süren ‘yazma teknikleri’ üzerine eğitim aldı. 2020-2021yılları arasında Bilginet Akademi NLP ‘beyin sinir dili programlama pratisyenlik ve master sertifika programlarını tamamladı. 2022 yılında İstanbul sinema akademisinde senaryo yazım teknikleri eğitim programını tamamladı. 2022 yılında yağlı boya çalışmalarını ilk kez sergilediği Nişantaşı Galeri Apollon bağlantı temalı karma resim sergisi sanaçları arasında dahil oldu. Aynı yıl içerisinde LUNA GRANADE ART galeride ‘bir kadının penceresinden ‘karma resim sergisinde, kadını anlatan eserleriyle, katılımcı sanatçı oldu. 2023 Esenyurt üniversitesinde ‘sürekli eğitim merkezi, yaratıcı drama eğitmenliği programını tamamladı. 2024 yılı- Minoa perada, Akgün Akova nın ‘yazmanın binbir yolu atölyesinde 2. dönemine devam etmektedir. ilk romanı olan ‘Denizin kıyısında engel-siz ve Megulenin maceraları cocuk hikaye serisini kitaplarını yazdı. Şuan derlemeleri devam eden şiir kitabı üzerinde çalışmaktadır. Halen görev yaptığı Türkiye Bosna Sancak Derneğine, yaratıcı drama eğitimlerinde eğitmen olarak çalışmalarına devam etmektedir. Hedefleri Balkan Sanat festivallerinin baslangicini burada yapmak.