Zamanın Elinden Mektubuma Cevap

Bir sabah cam balkonun masasında, yıllar önce yazılmış bir mektup buldum. Köşeleri kıvrılmış, mürekkebi solmuş… Ama içindeki ses hâlâ aynıydı: “Pes etme.” Belki de en güzel buluşmalar, insanın kendi geçmişiyle yeniden karşılaştığı o sessiz anlarda olur. Kırkıma Mektuplar — Zamanın Elinden bir kesit.

Ekim 11, 2025 - 02:46
Ekim 14, 2025 - 19:34
 3  31
Zamanın Elinden Mektubuma Cevap
Zamanda yolculuk Kırkımdan mektubuma cevap

Kırkıma Yazdığım Mektubuma Cevap 

Sevgili 31’indeki ben,

Bu sabah balkona çıktım.
Hava henüz serindi, saksılardaki fesleğenlerin yapraklarında çiğ damlaları vardı.
Masamın üzerinde bir kâğıt fark ettim sararmış, köşeleri hafif kıvrılmış.
Elimi uzattım; tanıdık bir el yazısıydı.
Senin el yazın.
Bir an yutkundum, parmaklarım titredi.
Yıllar sonra ilk kez, kendi geçmişimle aynı masada buluştum.
Okumaya başladım.
Ve daha ilk cümlede boğazım düğümlendi.

“Ben geliyorum; ama önce çalışacağım, küçük ritüellerimi kutsayacağım…” demişsin.
Gözlerim doldu.
Çünkü geldin, Ramazan. Gerçekten geldin.
O küçük ritüeller, o mürekkep kokulu eller, o cam balkon… hepsi hâlâ burada.
Sadece büyüdü.
Cam balkon genişledi; sığındığın o alan artık bir yaşam biçimi oldu.
Çocuklar da büyüdü. Besra genç bir kız şimdi, zaman zaman senin cümlelerini okuyor.
Said sessiz bir bilgeye dönüştü, Berra senin hayalini tamamlayan bir sevinç.
Ve ben… ben o günkü senin şaşkınlığına, inancına, inadına hâlâ borçluyum.

Mektubunu bitirdiğinde “Gelince kapını çalacağım” demiştin.
Biliyor musun, o cümleyi okurken titredim.
Çünkü gerçekten çaldın o kapıyı.
Ama önce çok kez düşüp kalktın.
Kendini unuttun, insanları kırdın, yalnız kaldın, dua ettin, yeniden başladın.
Şimdi o kapıdan girerken senin sesini duyar gibiyim:

“Madem sana dokuz yıl öncesinden yazıyorum, o hâlde sen de bana birkaç şey söyle, oraya gelebilmem için...”

İşte söylüyorum, kardeşim:

­­–Disiplinsiz insan kendi yolunu kaybeder; disiplinsiz toplum da değerlerini kaybeder. Motivasyonun peşinden koşma; disiplini kucakla. Motivasyon fırtına gibidir; gelir, coşturur, gider. Disiplin ise her gün o fırtınada kalmana izin verir.

–Sabahı planla ki güneş yalnızca sana değil, herkese doğsun. Geceden plan yap; sabah uygulamaya gel. Sabah güneş üzerine doğmasın işe kalkıp düşünmek yerine, gece bugünün haritasını çiz. Sabah sadece yürüt.

–Cam balkonunu temiz tut; şeffaflık, dürüstlük ve açıklık insanlığın ortak dili. Cam balkonunu koru. –Yazmak burada kutsal bir sığınak. Cam kırılmazsa bile kirlenir; temizle, sil, oraya sık sık geri dön.

–Küçük ritüelleri sürdür; onlar bireyin özgürlüğünü, toplumun sağlığını taşır. Küçük ritüelleri küçümseme. Bir paragraf yaz, bir sayfa oku, bir dua et. Nörobilim der ki: tekrarlanan küçük eylemler kalıcı değişim yaratır.

–Kendini unuttuğun anlarda sus. Çünkü Allah bazen sessizlikte konuşur. Kendine de oda ayır. Sen hep vermeye meyillisin; ama unutma: iyi bir ev, ev sahibinin dinlenme odasıyla mükemmeldir. Orayı ayır okuma, uyu, düşün, sus.

–Ve sakın pes etme. O anda sana anlamsız gelen her şey, ileride bir duanın cevabı olacak. Ağırlıklarını paylaş. Evi yalnızca kendin için inşa etmedin. Misafir kabul et, sohbet et, eksik duvarları birlikte ör. Yalnızlık başarı getirir ama paylaşmak kalıcı kılar.

Ve bir itiraf: ben, 40’indaki Ramazan, hâlâ şaşkınım  hem emeğine hem sabrına. Senin o gece yarısı yazdığın cümleler, bugün bana gülümseme sebebi. Seni karşılamaya hazırım; gelmeden önce hazır olma ritüllerini al. Ben içerde bekliyorum ve evimiz senin gelişinle daha anlamlı olacak

Bugün biliyorum:
Sen sadece kendi evini değil, hepimizin evini kuruyordun.
O yazdığın satırlar, başkalarının karanlığında bir ışık olacakmış.
Sen yazarken yalnız değildin.
Ben, çocukların, gelecekte seni okuyacak insanlar... hepimiz oradaydık.

Şimdi cam balkonun lambası yanıyor.
Ama bu kez senin ışığın değil, senden yayılan ışık yanıyor.
Bir zamanlar “ben geliyorum” demiştin ya,
Artık ben de sana diyorum:
“Ben seni bekliyordum.”

Ve biliyor musun,
Hayret içindeyim 
Çünkü sen o kadar güçlüymüşsün ki, ben hâlâ o gücün içinde yaşıyorum.

 

Şükürle, şaşkınlıkla, sevgiyle,
40’indaki Ramazan

 

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Ramazan Turhan Merhaba, ben Ramazan. Hayatın ortasında, bazen koşarak bazen düşerek, ama hep arayarak yürüyen bir yolcuyum. Yazarlığım; ne bir unvan ne de bir meslek benim için. Daha çok bir iç sesin kalemle buluşması, bazen kendi kendime sorduğum soruların kağıda dökülmüş hâli. Bugün bir kitap yazmış biri olarak görünsem de, aslında ben en çok yazarken kendini arayan bir insanım. Yıllarca başka şeyler öğrendim: Muhasebe, medya, işletme… Çalıştım, düştüm, battım, yeniden kalktım. Ama hiçbir şey bana yazarken hissettiğim kadar “benim yerim burası” dedirtmedi. Evliyim, üç çocuk babasıyım. Hem ailemin yükünü taşırken hem de içimdeki o “daha derin bir anlam olmalı” sorusunun peşinden gittim. İşte yazarlığım, o sorulara cevap bulmak için attığım bir adım oldu. Geçtiğimiz yıl bir kitap yazdım: "Gerçekten Ne İstediğini Biliyor Musun?" Benim için sadece bir kitap değil, kendimle yüzleştiğim, yolumu aradığım bir süreçti. Şimdi burada, Fikir İzleri’nde de aynı niyetle yazıyorum. Kendimi tanımak, başkasına da aynalık edebilmek için… Biraz deneme, biraz iç döküş, biraz hayat… Sen de buradaysan, iyi ki. Okuyorsan, teşekkür ederim.