Hayatımızdaki Acılara Nasıl Dayanabiliyoruz..!

İnsanoğlu garip bir varlık… Ne kadar kırılırsa kırılsın, bir şekilde toparlanmayı, yeniden yürümeyi biliyor. Bazen bir sözle yıkılıyor, bazen bir tebessümle yeniden diriliyor. Hayat, bize en büyük derslerini acı üzerinden verirken, biz yine de yaşamın kendisine küsmeden yolumuza devam ediyoruz.

Ekim 10, 2025 - 22:47
Ekim 14, 2025 - 19:36
 2  28
Hayatımızdaki Acılara Nasıl Dayanabiliyoruz..!

Hayatımızdaki Acılara Nasıl Dayanabiliyoruz..!

İnsanoğlu garip bir varlık… Ne kadar kırılırsa kırılsın, bir şekilde toparlanmayı, yeniden yürümeyi biliyor. Bazen bir sözle yıkılıyor, bazen bir tebessümle yeniden diriliyor. Hayat, bize en büyük derslerini acı üzerinden verirken, biz yine de yaşamın kendisine küsmeden yolumuza devam ediyoruz.

Peki nasıl oluyor da dayanabiliyoruz bu kadarına?

Belki de acı, bizi büyüten görünmez bir öğretmen. Aşk acısı kalbimizi parçalasa da bir yanımız hâlâ sevmeye inanıyor. Ölüm acısı nefesimizi keserken, kaybettiklerimizin ardından bile yaşamın kıymetini daha çok hissediyoruz. Her yara, kabuk bağladığında bize sessizce “yaşıyorsun” diyor.

Çünkü acı, hayatın bedeli değil; bilgelik yolunda ödenen bir geçiş ücreti.

Bilgelik, çoğu zaman acının içinden doğuyor. İnsan, acı çektikçe anlamayı, sabretmeyi ve şükretmeyi öğreniyor. Yaşadıklarımız bizi sertleştirmiyor aslında; daha derin, daha farkında, daha merhametli biri hâline getiriyor. İşte o noktada inanç devreye giriyor. İnsanoğluna verilen en büyük özellik belki de budur: İnancına, umuduna, Yaradan’a olan bağlılığı… Her karanlıkta içimizden bir ses fısıldar: “Dayan, bu da geçecek.” Ve gerçekten geçer. Çünkü inanç, acının içinden doğan bir ışıktır — yolumuzu bulmamızı sağlar. Yeniden başlamak, insana özgü en güzel cesarettir. Yıkılıp da ayağa kalkmak, gözyaşlarının içinden gülümsemek, her şeye rağmen sevmeye devam etmektir. İnsan, kaybettiklerine rağmen yaşamdan elini çekmediği sürece yenilmiyor demektir.

Ve en nihayetinde, insanın direnci… Belki kırılır, belki çöker ama hiçbir zaman tamamen yok olmaz. Çünkü insanın içinde tükenmeyen bir güç vardır — bazen inancından, bazen sevgisinden, bazen sadece “yaşama isteğinden” beslenen sessiz bir güç. Bizi ayakta tutan, acıların varlığı değil; onlara rağmen gülümsemeyi seçebilmemizdir. Çünkü insan, acıya rağmen hâlâ sevebiliyorsa, hâlâ şükredebiliyorsa, hâlâ umut edebiliyorsa işte o zaman gerçekten güçlüdür. Ve belki de en büyük mucize, bütün yaralarımıza rağmen hâlâ yaşamı sevebiliyor olmamızdır.

Sonuç olarak ; Hayat acıdır, evet… Ama insan kalbi, acıdan bile güzellik doğurabilecek kadar güçlüdür. Bir yara bazen bir hikâyeye, bir kayıp bir farkındalığa dönüşür. Ve insan, inandıkça; sevdikçe, affettikçe, yeniden başlamak için neden bulur. Belki de yaşamın sırrı, acıyı yok saymakta değil onun içinden geçerken bile sevgiyi kaybetmemekte gizlidir.

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Dr.Nergül Yılmaz 1970 yılında Giresun’un Görele ilçesinde doğdu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi bölümünden mezun oldu. Kıbrıs Rauf Denktaş Üniversitesi’nde Sosyoloji üzerine doktorasını yapmaktadır. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde Dijital Pazarlama ve Sosyal Medya Yönetimi, Yeditepe Üniversitesi’nde Yaşam Koçluğu , Marmara Üniversitesi’nde Halkla İlişkiler, Reklam ve Pazarlama, Aydınlar Üniversitesi’nde Sağlık Hukuku ve Sigortacılık gibi alanlarda sertifikalar aldı. AFAD’dan tam branş sertifikası dahil,psikoloji, yaşam koçluğu ve sosyal medya alanlarında çok sayıda eğitim programını bitirdi. Nergül Yılmaz, kariyerine gazetecilikle başladı; Daha sonra Rize Spor Dergisinde Genel Yayın Yönetmeni olarak dergi sektöründe yer aldı. Mavi Karadeniz TV dergisi,Life Dergisinde baş editör olarak görev aldı. Daha sonra Center Life adında dergi çıkartmıştır.Radyo ve televizyon projelerinde aktif olarak program ve sunuculuk ,program yapım,basın danışmanlığı olarak bir çok medya alanında yer aldı. Amasya Haber’de köşe yazarlığı yapmaktadır. Ayrıca Anadolusesi web sitesinde Türkiye tarihi ve özgün yazıları yayımlanmaktadır.Belgesel metin yazılarıyla yazarlığa adım atmış, ve “Hiç Beklemediğimsin” kitabın yazar koçluğunu üstlenmişdir. Kitabın devamı olan ikinci bölüm baskısı için hazırlık aşamasını yapmaktadır. Zeigarnik Aşk, Siyah Sarmaşıklar, Kadının Gücü ve Karanfil Esintisi ve son olarak Özgürlük Kristali derleme kitaplarında eserleri yer aldı. Ailesine ithaf ettiği "Hüzünlü Kalemim", adlı ilk kitabını Temmuz ayında çıkarmış ve tüm geliri sosyal projelere adamıştır. Sosyoloji ve psikoloji üzerine eğitim alan ve , bu alanlarda makaleler yazmakta ve zaman, zaman danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Medya, sosyoloji ve psikoloji üzerine akademik birikimini toplumsal duyarlılıkla harmanlayarak üretmeye devam etmektedir.